REİKİ NEDİR ?

Reiki binlerce yıllık şifa çalışmalarına ve ruhsal çalışmalara dayanan, evrende var olan enerjinin aktarımı ile şifa verme tekniğidir. Reiki , Japonca bir kelimedir. Batıya ilk yayılmaya başladığında kısaca ‘ Evrensel yaşam enerjisi’ olarak tercüme edilmiş olmakla birlikte, daha derin anlamıyla, ‘Yüce kaynağın bilincini taşıyan, ruhsal amaçla çalışan yaşam gücü enerjisi’ olarak ifade edilebilir.

Reiki, ellerin teması ile gerçekleştirilen, kolay ve güçlü bir şifa yöntemidir. Reiki enerjisi evrensel, kendi iç zekası ve iç bilgeliği olan, pozitif, sevgi dolu, güçlü, etkili, sınırsız ve zamandan bağımsız bir enerjidir.


Reiki’nin öyküsü Mart 1922’de, Japonya, Kyoto’da Mikao Usui’nin (1865-1926) Kurama Dağı’nda yaşadığı 21 günlük bir ruhsal deneyim (içe dönme-meditasyon) sonucu, evrende varlığını farkettiği enerjinin bir şifa enerjisi olduğunu anlamasıyla başlamıştır.. Dr Mikao Usui , deneyimlediği bu şifa enerjisine Reiki adını verir. Dr Usui, Nisan 1922‘de Tokyo’da “Usui Reiki Ryoha Gakkai” isimli bir organizasyon kurar. Burada hem şifa verir, hem de şifa verici öğrenciler yetiştirir. Yaklaşık 2000 öğrencisi olduğu ve bunların içinden 16 üstad-master yetiştirdiği söylenmektedir. Eylül 1923’de yaşanan büyük Kanto depreminde Reiki şifasını kullanarak öğrencileriyle birlikte insanlara yardım eder.

MİKAO USUİ

Bu yüzden Japon İmparatoru tarafından onurlandırılır. M. Usui’nin Mart 1926’da ölümünden sonra onun yetiştirdiği hocalardan biri olan Dr. Hayashi (1879-1940), Reiki şifa çalışmalarına devam eder. Dr. Chujiro Hayashi Tokyo’da kendi Reiki Şifa Kliniğini açar ve 13 tane master yetiştirir.


Japon asıllı bir Amerikalı olan Bayan HawayoTakata (1900-1980), 1935 yılında Hawaii’den bu kliniğe ciddi hastalıkları için tedavi olmaya gelir. İyileşir ve Reiki öğrenir. Hawaii’ye döner dönmez orada Reiki şifa uygulamaları yapmaya başlar. 1938 yılında Hawaii’de ziyaretine gelen Hayashi onu Reiki Master yapar. Dr. Hayashi’nin ölümünün ardından Bayan Takata şifa çalışmalarına devam eder ve 1970-80 yılları arasında 22 master yetiştirir. Batıdaki Reiki uygulayıcılarının büyük çoğunluğu bu 22 master’ın öğrencileridir. Bayan Takata, Reiki’nin batıda yaygınlaşmasını sağlamıştır. Böylece Reiki enerjisi tüm dünyaya yayılır.

REİKİNİN GETİRDİKLERİ

Reiki yolu inisiyasyon ile açıldığı andan itibaren herkes şifa uygulayabilir. Reiki şifacısı olma yeteneği asla kaybolmaz. Kullanmadığınız sürece yeteneğiniz başlangıç düzeyinde kalır.
Reiki kullandıkça güçlenir. Reiki enerjisini ne kadar çok kullanırsanız şifa yeteneği de o denli güçlü olur.
Konsantrasyon ya da çaba gerektirmez. Ellerinizi doğru bir şekilde yerleştirdiğinizde Reiki gerektiği kadar kendiliğinden akar.
İnançtan bağımsız bir şekilde etkilidir. Reiki’ye inanın ya da inanmayın o etkili olacaktır. Sadece enerjiyi reddeden kişiye akmayacaktır.
Reiki ruhsal uyanış için bir kilometre taşıdır.
Reiki kişinin kendisine yakınlaşmasını sağlar.
Başkalarına yakınlaşmayı kabullenmeyi öğretir ve İlişkilerin derin manasını anlaşılmaya başlanmasını sağlar.
Reiki zihinsel, fiziksel ve ruhsal düzlemlerde dengeyi sağlar.
Reiki bedenimizdeki enerji kanallarını açar. Toksinleri atmamıza yardımcı olur.
Reiki yöntemi gevşemenin en iyi yoludur. Stresli zamanlarınızda sizi rahatlatır ve sakinleştirir. Stresleri çözerek doğal şifaya kavuşmanızı sağlar.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklara karşı korur ve bedenimizin kendini iyileştirme gücünü artırır.
Reiki şifası her varlıkta, insanda , hayvanda ve bitkide etkilidir. Bir mekanın enerjisini arındırabilir. Çevremizdeki diğer canlılara da faydalı olur.
Sevgi dolu yanımızı ortaya çıkarır. Sezgilerimizi, algımızı ve farkındalığımızı artırır.
Dünyayı daha anlamlı ve canlı algılayabilmek için kendi hassasiyetimizi geliştirmemizi öğretir.
Tıbbi tedavilerin yanında destekleyici ve tamamlayıcıdır.

REİKİ PRENSİPLERİ

Kyo dake wa Kyo dake wa “Sadece bugün için / Bugün “

Okolu-na Okoru-na “Kızma, Öfkelenme”

Shinpai suna Şinpai suna ” Endişelenme”

Goo hage me Goo hage me ” İşinde özenli ol, Hayatını dürüstçe kazan”

Hito ni shinsetsu ni Hito ni şinsetsu ni “Yaşayan her şeye saygılı ol”

Kansha shite Kansha shite ” Şükret, Teşekkürlerini ifade et”

CHAKRA

Çakra tekerlek veya çark anlamına gelen Sanskritçe bir kelimedir.

Çakralar enerji bedeninde var olan enerji organlarıdır. Enerjilerin bedenimize girmesini sağlayan kapılar olarak düşünülebilirler. Bu organların görevi evrensel enerjiyi alıp bedenin kullanabileceği frekansa dönüştürmektir. Çakralar yaşam enerjisini emip bölerek, nadiler yardımıyla sinir sistemine, iç salgı bezlerine ve kana dağıtırlar. Nadi Sanskritçe boru, damar anlamına gelir.
Her çakra vücudun değişik bölgesine enerji taşır ve o bölgeden sorumludur ancak vücut bir bütün olduğundan, bütün çakralar birbirine bağlı olarak çalışır. Bu kapılardan birinde sorun olduğu zaman, bedende enerji akışı tam olamaz ve hastalıklar başlar. Genel olarak kabul edilen, 7 tane ana çakra olduğu ve bunların yanında birçok küçük çakranın bulunduğudur. Bu 7 ana çakra bedenin ortası boyunca uzanan dikey bir çizgi üzerinde vücudun ön ve arkasında omurga ile paralel olarak yer alırlar.

Bunlar:

Başın hemen üzerinde bulunan taç merkezi, alın çakrası, boğaz çakrası, kalp çakrası, güneş sinirağı çakrası, sakral çakra ve kök çakradır.

Bu 7 çakranın her biri kendi bölgesindeki organları düzenler ve bedende bulunan iç salgı bezlerinden bir tanesiyle çalışır. Bedende biriken negatif enerjiler yine çakralar yoluyla dışarı atılır. Tüm çakraların görevi farklı olup değişik isim, renk ve şekilleri vardır. Çakralar sırasıyla aşağıdan yukarıya doğru numaralandırılır.
1.çakra: kırmızı, 2. çakra: turuncu, 3. çakra: sarı, 4. çakra: yeşil & pembe, 5. çakra: mavi, 6.çakra: lacivert, 7. çakra: mor & beyaz & altın Çakraların değişken yani uyumlu, uyumsuz ve yetersiz çalışma durumları gözlenmiştir. Uyumsuz çalışma; dengesiz-az ya da çok çalışma durumudur. Yetersiz çalışma; çakranın dönüşünde ve enerjiyi alıp vermesinde az çalışmasıdır. Çakraların tümünün dengede olması gereklidir.

AURA

İnsanın her hücresinden yansıyan bir ışık bedeni vardır. Bu ışık bedenin yansımasına AURA denir. Aura, canlıların bedenlerinden yayılan ışınımla oluşan ve gitgide yayılan katmanlar şeklinde kendini gösteren elektromanyetik alana verilen addır. İnsanın enerji alanı gücünü sürekli olarak evrensel enerjiden alır ve kullanıldıkça yerine yenisi konulur ve çoğalır. Aura fiziksel bedenin etrafını kuşaklar şeklinde sarmaktadır.
  
 İçten dışa doğru sıralanışı:

Eterik aura
Duygusal aura / Astral beden
Zihinsel / Mental aura
Ruhsal (Spiritüel) aura

Aura normal insan gözü tarafından algılanamaz; ancak duyuların geliştirilmesiyle çıplak gözle görülebilmesi mümkündür. İnsanın görebildiği aura eterik auradır. Bu değişik renklerde görülebilir ve görülebilen renkler fiziksel ve mental duruma göre değişir. Aura bitkilerde, hayvanlarda ve kristallerde mevcuttur. Aura’nın bazı durugörü yeteneğine sahip kişiler tarafından görülebildiği, fotoğrafının Kirlian fotoğrafçılığı denilen bir teknikle çekilebildiği bilinmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir